Tıp dünyasında birinci hedef tedavi etmektir fakat bu tedavi etmek iki farklı anlamda mümkündür. İngilizcede bunun farkını ortaya koyabilmek için iki farklı kelime koymuşlardır. Cure kelimesinin anlamı tamamen iyileştirmek olan tedavi etmektir. Treat kelimesi ise semptomların iyileştirildiği fakat hastalığın tekrar aynı yollarla veya farklı şekillerde ortaya çıktığı tedavi edilme anlamındadır. Maalesef günümüzde treat anlamındaki tedaviler cure anlamındaki tamamen iyileşmelerden daha fazladır. Erken tanı meme kanseri tamamen iyileşebiliyorken ileri evre meme kanserini ancak yavaşlatıp semptomlarını azaltabiliyoruz. Semptomlar dediğimizde aklımıza ilk önce ağrı, acı, baş dönmesi gibi şeyler gelir.
Tıpın geldiği nokta tamamen iyileşmeden daha çok tanı koymadır. Tanı koymayı biliyoruz ancak nasıl iyileşeceğini bulma konusunda eksiklerimiz çok fazla. Tıpın %80’i tanı koymaktan, %15’i semptom tedavisi (treat), %4’ü tamamen iyileşme (cure) ve her zaman doktorların kendilerine bıraktıkları açık kapı olan %1’lik bilinmezlikten oluşur.
Genel Olarak Cure Nasıl Mümkün Oluyor?
Tamamen iyileşme (Cure) için genelde cerrahi yöntem gerekiyor. Kanserli dokuyu tamamen çıkarmak gereklidir. Ameliyat anında çıkarılan doku patolojiye yollanır ve patologlar çıkarılan parçayı inceleyerek kanserli bölgenin etrafında da en az 2 cmlik sağlıklı dokuyla birlikte çıktığını görerek cerraha onay verirler ve cerrah yarayı kapatmaya devam eder. Eğer bir miktar kanserli doku kaldığı düşünülüyorsa cerrag uyarılır ve biraz daha dokuyu alması istenir. Metastaz yapmış yani kanserin başladığı dokulardan başka dokulara sıçramış ve yayılmış kanserlerde pek fazla bir şey yapılamaz çünkü her dokudaki kanserli bölgeyi almaya kalkılsa hastanın hayatı organ yetersizliğinden dolayı tehdit altına girer.
Kötünün İyisi Olan Tedaviler?
Şu anda kemoterapimiz (ilaçlı tedavi) ve radyoterapimiz (ışın tedavisi) var. Bu tedaviler sadece kanserli hastalarda kullanılıyor. Kanserlerin birincil sebebi mutasyonlardır ve genelde bu mutasyonlara radyolojik olayların neden olduğu bilinmektedir. Atom bombası atılan Hiroşima çevresinde kanser insidansı yükselmiştir. Bunları biliyorken neden radyoterapi yani radyasyon vererek tedavi olmaya çalışıyoruz? Işte bu noktada denize düşen yılana sarılır mantığı vardır. Kanser öyle illet öyle kötü bir şey ki ışın tedavisi sağlıklı hücrelerimize de zarar verse de o kötülerden kurtulmamız lazım yoksa tüm vücudumuza yayılır. Kemoterapi de aynı şekilde vücudumuza zararları olsa da kullanmak daha iyidir. Sonuç olarak bu iki tedavi yolu da kötünün iyisidirler.