
Akılcılık veya usçuluk da denilen rasyonalizm, bilgilerin kaynağının duyu organları ve deneyimlerle değil de akılla elde edilebileceğini söyleyen felsefi görüştür. Doğru bilginin ancak ve ancak akıl ve düşüncelerle elde edildiğini savunmaktadır. Rasyonalizm akımında yöntem olarak tümdengelim metodu kullanılmaktadır. Tümdengelim metoduna bir örnek:
– Bütün sporcular antrenman yapmaktadır.
– Ahmet bir sporcudur.
– Öyleyse Ahmet’te antrenman yapmaktadır.
Rasyonalizm, genel olarak üstte verdiğimiz tümdengelim metoduyla başlar. Akım her bireyin eşit ve değişmez mantığa sahip olduğunu söylemekte olduğundan büyük bir tepki ve eleştiriyle karşılanmıştır, akıma göre bilgi a prioridir. (deney yapmadan kanıtlanabilen önermeler, önceden verili bilgiler) Bu fikri rasyonalizm karşıtı olan empirizm (deneycilik) reddetmiştir ve bilginin sadece a posteriori (deney sonrası bilgi) olduğunu savunmuştur. Rasyonalizmdeki akıl öncülüğünden kaynaklı olarak rasyonalistler, kendilerine matematik ve mantığı örnek almıştır.

Bu İçerikte Yer Alan Başlıklar
Sokrates ve Rasyonalizm
Örneğin ilk rasyonalist düşünür olan Sokrates, aslında dünyadaki bütün bilgilerin bize doğuştan verildiğini söylemektedir. İnsan evrendeki bütün bilgileri bilerek dünyaya gelir, aslında öğretmenler bilgiyi öğretmez, sadece ve sadece hatırlatır. Sokrates kendine has bir metot geliştirerek (Diyalektik Yöntem) hiçbir şey bilmeyen bir köleye geometri problemi çözdürmüştür. Aslında bunu yaparak köleye sadece bilgilerini hatırlatmıştır.
Platon ve Rasyonalizm
Bilindiği üzere Platon, (Eflatun) Sokrates’in öğrencisidir. Sokrates, hiçbir eser bırakmadığından dolayı bir bakımdan rasyonalizmi geliştiren ve günümüze kadar aktarılmasını sağlayan filozof Platon olmuştur. Platon, rasyonalizmi biraz geliştirip idealar kavramını ortaya atmıştır. Ona göre iki tür evren vardır: Birincisi duyumlanabilen evren, ikincisi de akıl ve düşünceyle kavranabilen evrendir. İşte hepimizin bildiği o mağara teorisi buradan gelmektedir.

Mağara Teorisine Üstü Kapalı Bakış
Mağaranın içindeki insanlar gölgeleri gerçek zannetmektedirler, bir bakıma duyumlarıyla hareket edip yanılmaktadırlar. Fakat mağaradan çıkan bir birey gerçek hayatı akıl yoluyla kavrayıp hakikate ulaşmaktadır. Bu teoride Platon’un vurguladığı şey aslında duyumlarımızla elde ettiğimiz bilgilerin yanıltıcı olduğu ve asıl bilginin idealar evreninde (akıl ve mantıkla kavranabilen) olduğudur.
Deneycilik ve akılcılık akımları birbirleri arasında her zaman çatışma durumunda kalmışlardır. Emrisitler deneyim dışı bilgiyi reddederken rasyonalistler akıl dışı bilgileri reddetmiştir.
Rasyonalizmin Temsilcileri
Sokrates, Platon, Aristoteles, Farabi, Descartes, Leibniz, Spinoza, Hegel’dir