
Kızıl Elma, kültürümüzde oldukça önem arz eden, her Türk vatandaşının anlamını bilmesi gereken ülküdür. Aslında kızıl elma hiç durağan olmayan, hep hareket halinde olan, başarıya ulaşana kadar koyulan hedeftir. Gelin ne demek istediğimizi açıklayalım.

Türk Mitolojisi ve milliyetçiliği göz önüne alındığında büyük öneme sahip kızıl elma ülküsünü görebilir bunu anlayabiliriz. Kızıl Elma, Türk Devletleri için bir hedefi belirler. Bu yer fethedilecek bir bölge olabilir, yeni kurulacak bir devlet olabilir, cihan hakimiyeti olabilir, turan birliği olabilir kısaca ulaşılması gereken bir hedeftir Kızıl Elma.

Aslında sadece Türklere ait bir şey gibi görünse de her devletin, her ırkın kendi çapında Kızıl Elması olabilmektedir. Örneğin bir zamanlar Yunanların Megali İdea fikri olan Bizans’ı tekrar canlandırmak, Rusların güneye sıcak denizlere inmek, Almanya’nın Hayat Sahası, İtalya’nın Bizim Deniz Politikası gibi birçok devletin bir çok hedefi olabilir.

Türk Tarihinde Kızıl Elma Ülküsü ve Kızıl Elmanın Anlamı
Elma, Türk mitolojisinde bereket getiren bir meyve kızıl ise kıymeti geçen bir renk olarak algılanmaktaydı fakat Kızıl Elma ülküsünün bu anlamından ziyade güneş ve ay için kullanılan kızıl top olduğu söylenmektedir. Güneş ve Ay’ı sembolize eden kızıl elma, muncuk adıyla bayraklara aktarılmış bazen zaferin bir işareti kabul edilmiş bazense fethedilecek yeri belirtmek için kullanılmıştır.

Osmanlı Devleti’nin özellikle batıya yapmış olduğu seferler ve balkanlarda elde ettiği başarılar nedeniyle Kızıl Elmaya bir cihad sembolü özelliği yüklenmiştir. Kızıl Elmanın özellikle yeniçeriler arasında popülerleştiği ve onların savaşma isteğini arttırması için kullanıldığı bilinmektedir. Bu ülküyü ünlü Türkçü düşünür Ziya Gökalp, Turancılık ile yoğurup ona yepyeni bir anlam kazandırmıştır.
Kızıl Elma’yı İlk Kimler Kullandı?
Kızıl Elma ülküsü ilk olarak eski Orta Asya Türkleri arasında doğmuştur. Özellikle de Ergenekon Destanı’nda anlatılan, Türklerin demir dağı erittiği ve Ergenekon’dan çıkıp Çin’den bağımsızlıklarını kazandıkları (Nevruz) ideali için söylendiği bilinmektedir.

Bir zamanlar Türkistan’dan Hazar Denizi civarlarına gelen Oğuz Türklerinin, Hazar Devleti Kağanının otağının üzerinde bulunan hakimiyet ifadesi anlamındaki altın topu (kızıl elma) ele geçirmek istediklerini ülkü edindikleri de bilinmektedir.