
Martin Luther King, kısaca dünyadaki ırkçılığa ve şiddette karşı göğüs germiş Nobel ödüllü insan hakları lideridir. Ayrıca büyük bir aktivisttir. (Eylemci) Amerika’da her 15 ocakta Martin Luther King adına kutlamalar yapılmaktadır.
Bu İçerikte Yer Alan Başlıklar
Martin Luther King’in Gençliği ve Çocukluk Yılları
Martin Luther King Jr. 15 Ocak 1929’da Amerika’nın Atlanta eyaletinde dünyaya gelmiştir. Annesi öğretmen babası da rahiptir. Çocukluğunda babasından çeşitli din dersleri alan Martin Luther King’in adı aslında Michael’dir fakat ismi zamanla Martin olarak değişmiştir. İlk olarak 1948 yılında sosyoloji bölümünden mezun olmuştur. 1951’de ise 2. üniversite olarak teoloji (Din Bilimi) bölümünden birincilikle mezun olmuştur. Teoloji bölümünü Boston Üniversitesinde yüksek lisansa tamamlamıştır.
Martin Luther King ve İnsan Hakları Liderliği
Martin Luther King, yüksek lisans yaptıktan birkaç yıl sonra Dexter Avenue Baptist (Protestan mezhebi) Kilisesi’nde rahiplik yapmıştır. Bu kilise dönemin ünlü siyahi kilisesi olmuştur. Amerikan yasaları gereği beyaz bir adama otobüste yer vermediği için tutuklanmıştır. Bu duruma aşırı şekilde sinirlenmiş ve boykot düzenlemiştir. Bu boykot büyük bir yankı uyandırmış ve 382 gün sürmüştür. Boykot esnasında Martin Luther King, çeşitli ölüm tehditleri almış, tekrardan tutuklanmış hatta evi bile bombalanmıştır. Bu olay otobüslerde siyahilere karşı yapılan ırkçılık bitene kadar sürmüştür.
Boykot sona erdiğinde Martin Luther, bütün siyahi kiliselerinin birlik olmasını istemiştir. Ayrıca Güney Hristiyan Liderlik Konferansının (SCLC) kurulması (1957) için çok büyük emek vermiştir. Martin Luther, Gandhi’nin şiddete dayanmayan barışçı ve birleştirici sivil itaatsizlik felsefesini desteklemiştir. Gandhi’nin bu politikasını da arkasına SCLC’yi alarak tüm konuşmalarında kullanmıştır.
Bir Siyahinin Amerika’ya Söz Geçirmesi
Pasifist (savaşlara ve şiddete karşı görüş) olan AJ. Muste isimli bir papaz, Martin Luther King’in danışmanı olmuştur. Martin Luther’in her gösterisinde yanında bulunmuş ve ona destek olmuştur. Uyguladığı eylemlerin barışçıl bir tutum içerisinde olması kısa sürede Martin Luther King’i Amerikan basınına çıkartmıştır ve onu destekleyen kitleyi büyütmüştür. Sürdürdüğü yurttaş hakları kanunu 1960’larda Amerikanın gündemine oturmuştur ve Amerika zamanla siyahi insanlar için yurttaş hakları ve oy hakları kanununu kabul etmiştir. Tüm bunlar Martin Luther King sayesinde gerçekleşmiştir.
Martin Luther King’in Bir Hayalim Var Adlı Konuşması
Martin Luther’in bu kadar saygınlık kazanmasının sebebi belki de Washington’a yaptığı yürüyüş ve bu yürüyüşün sonunda yaptığı Bir Hayalim Var isimli konuşmasıdır. Nobel ödüllü aktivistin bu konuşmasından bir kaç kesit:
“I have a dream that my four little children will one day live in a nation where they will not be judged by the colour of their skin, but by the content of their character.”
“Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var.”
Yapılan bu yürüyüş birçok gerginliğe sebep olsa da elinde sonunda 250.000 kişinin desteğiyle başarılı bir şekilde düzenlenmiştir. Yapmış olduğu Bir Hayalim Var adlı konuşmasıyla topluluğu biraz daha cesaretlendirmiştir. Bir Hayalim Var isimli konuşması Amerikan tarihinin en etkili konuşması olmuştur.
Martin Luther King’e Yapılan Suikast
Martin Luther King, siyahi sağlık çalışanlarını ziyaret etmek için 1968’in mart ayında Memphise gitmiştir. O zamanlardaysa siyahi sağlık çalışanları grev yapmaktaydı çünkü beyazlardan daha az maaş alıyorlar ve daha çok çalıştırılıyorlardı. Olumsuz hava şartlarında evlerine gönderiliyorlar ve paralarını vermiyorlardı.
Martin Luther o ziyaretinde I’ve been to the Mountaintop” (Mountaintop’a gittim) isimli konuşmasını yapmıştır. “Sadece Tanrı’nın isteğini yerine getirmek istiyorum. Ve o bana bu dağa çıkmam için izin verdi. Kimseden korkmuyorum ve endişelenmiyorum. Gözlerim, Tanrının gelişinin zaferini gördü” demiştir.
Bu konuşmasından 1 gün sonra da kaldığı otel balkonunda suikaste uğrayıp öldürülmüştür. Ölümünün ardından amerikanın 60 dan fazla eyaletinde büyük bir karışıklık çıkmış ve o gün cenazesine 300.000 kişi katılmıştır. Bu cenazeye başkan yardımcısı ve ülkenin ileri gelenleri de katılmıştır. Martin Luther King’i öldüren James Earl Ray, 2 ay sonra yakalanmış ve 99 yıl yani müebbet hapis cezası almıştır. Martin Lutherin öldürüldüğü gün Amerika’da ulusal yas ilan edilmiştir.
Martin Luther’in Kısaca Amacı Neydi
Martin Luther lideri olduğu Güney Hristiyan Liderlik Konferansı’yla (SCLC) ve bu çatı altında kurulan diğer barış örgütleriyle beraber siyahilere yapılan ırkçılıkları ortadan kaldırmak ve Amerikada barışçıl bir ortam sağlamak için amerikanın her yerinde 200 den fazla konuşma yapmıştır. Bu konuşmalarını ve eylemlerini sürdürürken birçok zorlukla karşılaşmış ve zıt görüşlü insanların tehditleri altında kalmıştır. Çünkü ortada ırkçı bir devlet ve masum milyonlarca siyahi vatandaş bulunmaktaydı. Tek amacı bu zulmü ortadan kaldırmak ve Amerika’da barışı sağlamaktı.